TOPUKLU ESPADRİL

 

TOPUKLU ESPADRİL




Özel günler özel kıyafetler ister, Aslı da kendine özel bir şeyler almak istiyordu. Saatlerdir dolaşıyordu, ayaklarına kara sular inmişti ama bir türlü karar veremiyordu... Tabii bunda çevresinden gelen olumsuz yorumların da etkisi vardı.

"Ne zaman o üzerindeki yorganından kurtulacaksın" sözlerini hatırlıyordu. Akrabaları onu daha yaşına uygun ve özenli giyinmesi konusunda hep uyarır olmuştu. Acaba giydiklerinin temiz ve rahat olmasına önem verirken, estetik ve uyumu kaçırıyor olabilir miydi?

Hani hep "kadınlar alışveriş yapmayı sever" denir ya bu Aslı için pek geçerli değildi. Aslında ergenlik yıllarında takıp takıştırmayı seven biriydi, ama yıllar içinde sadece vücudunu örten, rahat etmesini sağlayacak şeyler seçmeye başlamıştı. Pratik olsun, yıkanması kolay olsun, mümkünse kumaşı da doğal olsun... Faydalı ve rahat olması ön planda olurken, biçim ve estetiği arka plana atmıştı.

Ayakkabıda da durum farklı değildi... Yani kaç tane ayakkabısı olacaktı ki zaten günlük yaptıkları belliydi. Çok resmî bir işi yoktu. Takım elbise altına topuklu ayakkabı giymek onun ilgi ve ihtiyaç alanına girmiyordu. Zaten hiç sevmiyordu öyle daracık, topuklu ayakkabıları, çok rahatsız ediyordu ayaklarını. Mümkünse bir numara büyük alacaktı ayakkabılarını. Düz olsun, deri olsun, dayanıklı olsun... Daha ne isterdi ki insan zaten?

İşte o gün alışverişte tam da istediği ayakkabıyı görmüştü. Hemen ayakkabıyı alıp eve gitti. Akşam, ablası ziyarete geldiğinde merakla sordu Aslı'ya.

"Neler aldın bakalım? Hadi göstersene şu aldıklarını!"

Aslı zaten bütün gün yorulmuştu " off bir de göstermekle uğraşamam" deyip kenara çekilmişti. Sonra da uzun bir süre aldıklarının  kutusunu bile açmamıştı.

Sonunda bir gün yeni kıyafetlerini giyip ablasının karşısına geçti:

"Ablacım sence nasıl olmuş?"

"Ah Aslı, ah! Görünmemek için elinden geleni yapmışsın yine! O renkler, o ayakkabılar senden çok bana yakışır tarzda... Sen biraz daha cıvıl cıvıl giyinsen çok yakışır sana. Artık senin ve tarzının biraz değişme zamanın gelmedi mi?!"

Aslı evlenme niyeti olan genç bir kızdı, ve ablasının bu sözleri onu derinden etkilemişti.

Sahi ne zaman değişecekti?!

Bu soru kafasında defalarca yankılanmaya başlamıştı.

Tam olarak yanlış olan neydi?

Neyi değiştirmesi gerekiyordu?

Aslında özenli olmaya önem verirdi Aslı. Gideceği yere gidiş yollarını önceden belirler, oraya gitmeden alacaklarını önceden hazırlardı. Ama hep kıyafet son ana kalıyordu... Yani o koşturmaca içinde, ona göre daha önemli olan şeyler varken bir şeyler geçiriveriyordu üstüne... “Ne var canım, benim de salaş, spor bir tarzım var!” diyordu kendi kendine...

Ama bunca senedir, bir gelişme olmadıysa, çevresindekiler benzer şeyleri söylemeye başladıysa haklı olabilirler miydi?

Biz kendi doğru bildiklerimizi biraz değiştirip, yaptıklarımızdan farklı hareket etmezsek nasıl olacaktı ki değişiklik?

Aynı şeyleri yaparak neden farklı sonuç beklerdi ki bir insan?

Yaptığı şeyin zıttına bir şey yapmak zorluyordu Aslı'yı. Hiç vakti yokken, hiç de istemezken daha da özenli olabilse belki de çok büyük bir taşı yerinden oynatacak, hayatında direnç olan bir şeyi kıracaktı...

Ablasının söylediklerini daha iyi anlar gibiydi Aslı. Artık yapmadığı, es geçtiği güzellikleri hayatına katma vakti gelmişti.

Aldığı ayakkabıdan başlayacaktı işe, hemen fişini buldu ve değiştirmek için mağazanın yolunu tuttu.

Artık iyi bir ayakkabının içinde estetik de olması gerektiğini anladı. Kendisini daha dinamik gösterecek ve yaşına uygun şeylere bakmaya başladı. O gün Aslı sadece bir ayakkabıyı değiştirmemişti. O gün büyük bir taşı oynatmış, belki de bir direncini kırmıştı.

Kim bilir belki de bu sayede yepyeni kapılar aralanacaktı.



Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. 

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" ; insanın amacını amaç edinen bir gerçeklik ilmidir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdirile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç alabilir mi insan?
    Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Sonuç değerlendirmesi yapan insan aynı sebepleri yapmaktan zaten vazgeçiyor Dolayısıyla daha olumlu sonuçlarla karşılaşıyor :)

    YanıtlaSil
  3. Kaleminize sağlık… direnç kırmak bazen yapıp ettiklerimiz ne kadar da normal geliyor, belki soru sormak sadece farkına varmak için…

    YanıtlaSil

Yorum Gönder