DÜŞÜN! DÜŞME!

Üst üste çalan korna sesi ile irkildi Hande. Uykudan uyanır gibi baktı etrafına. Direksiyonda düşüncelere dalmıştı belli ki. Yeşil ışığın yandığını görmüş ama algılayamamıştı... Arkasında bekleyen araçtakiler korna sesine el kol hareketleri ile eşlik ediyorlardı. Kendisine dışardan bakmayı bırakıp gaza bastı son anda. Son zamanlarda hayatı otomatik pilotta yaşıyor gibiydi. Bilinci ne ara bu kadar kapanmıştı? 

Yokuş aşağı freni boşalmış kamyon gibi her şey bir anda tepetaklak olmuştu sanki. Öyle görünüyordu “Ama kazın ayağı öyle değil” dedi Hande’nin iç sesi. Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi çünkü. Düşündü..

Nasıl bu noktaya gelmişti?

Düşüşü  başlatan süreç geldi aklına. Murat’ın “Bir kere geliyoruz dünyaya, kasma bu kadar” diyen sesi hala kulaklarındaydı. Yazılımını yaptıkları veri analiz programına hatırı sayılır teklifler almışlardı. Murat’ın gazına gelip en yüksek teklifi hiç araştırmadan kabul etmişti Hande. Murat neden bu firmayla çalışmaya bu kadar istekli diye hiç düşünmemişti bile.

İşin sözleşme aşaması titizlikle yürütülmesi gereken bir süreçti. Sonuçta firmaya garanti vermeleri gerekiyordu. Satış sonrası danışmanlık, eğitim ve programın  sektörel uyumu için zaman gerekiyordu. Murat bu kısımda da devreye girmiş parayı alalım da nasıl olsa hallederiz diyerek her isteğe olumlu yanıt vermişti. Hande olan bitene sesini çıkarmamıştı çünkü Murat’ı kaybetmek istemiyordu. Murat’ın olur olmaz her talebine evet diyor, onu kızdırıp küstürmemek için çabalıyordu. Haftanın en az üç gününü mesaiye kalıyorum bahanesiyle Murat’la birlikte geçiriyordu.

Neden işaretleri görmezden gelmişti?

Başlangıçta sadece iş ortağı olmalarına rağmen Hande zamanla  hayatının tam  ortasına koymuştu Murat’ı. Bu yüzden dışarıdan gelen tüm uyarı ve sinyallere kulak tıkamış, onca işareti görmezden gelmişti.   Murat  şirketlerin mali verilerini, alış satış fiyatlarını ve müşteri bilgilerini program aracılığıyla elde edip rakip kuruluşlara satıyordu. Şirketi  kısa yoldan çok para kazanmanın paravanı yapmıştı bile. Hande’yi  tam anlamıyla kendi  çıkarı için kullanıyordu. Tüm imza yetkileri  Hande’de olduğu için çok rahat hareket ediyordu. Sektörün en güvenilir ve aranan yazılımcısı olmak Hande’nin yıllarını almıştı ama güvenilirliğini kaybetmesi  an meselesiydi. 

Bir seçim yapması gerekiyordu artık. Tüm deliller ortada olmasına rağmen yapması gerekeni bir türlü yapamıyordu Hande. 

Doğru olanı seçebilecek miydi?

Hayatı ile Murat arasında bir seçim yapması gerekiyordu. Muratla hayat çok güzel geliyordu ama zarar veriyordu Hande’ye. Bu adamı hayatından nasıl çıkaracaktı? Kendi yaptığı yazılıma verileri yüklese alacağı cevap çok belliydi ama Hande hala kıvranıyordu. Düşündü… Doğru olanı yapmak hiç bu kadar acı vermemişti…

Aslında Hande bu güne kadar hep akıl danışılan kişi olmuştu. Aklı başında adımlar atar, karşılaştığı olay ve durumları çok iyi analiz ederdi. Peki ne olmuştu da Hande göz göre göre kullanılmış, kandırılmıştı? Nasıl düşmüştü?

Çoğu zaman başkalarının hayatındaki problemleri çok rahat görebilen insan, kendi öyküsündeki problemi neden göremez?

İnsan neden kendisine zarar veren seçimler yapar?

Peki zarardan dönmenin bir yolu var mıdır? 

Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. 

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" ; insanın amacını amaç edinen bir gerçeklik ilmidir. 

Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu