HEDEFE GİDERKEN SAMİMİ MİYİZ?

 




İnsan doğasında bir şeyleri kolayca elde etme isteği vardır. Emek harcamadan, bedel ödemeden, isteklerine hızlıca ulaşmak ister. Hayata baktığımızda ise bunun tam zıttını görürüz. Bir isteğin gerçekleşmesi için emek harcanması gerekir ve bu zaman alır. Bir bardak su isteği için bile kalkıp sürahiden doldurmak gerekir. Bir tohum toprağa ekildiği an yeşermez. Yetişip meyve verebilmesi için zaman, emek, çaba gerekir. Bir yemek istediğimiz an hop diye önümüze gelmez zaman ve emek ister. Hazır yemeğin bile bir servise, ücretinin ödenmesine ihtiyaç vardır, siparişin gelmesi için bile bekleriz.

Bazı dönemlerde ise isteklerimiz için harcanan emek ve geçen zaman daha fazla olur. Yüksek performans gerektiren zamanlardır bunlar. O zaman diliminde hem daha fazla emek harcarız hem de daha çok olumsuz sonuçla karşılaşırız. Mesela işe ilk başladığımız dönemlerde çok hata yaparız yeri gelir gece yarılarına kadar çalışırız ama patron bizi değil yanında staj yaptığımız personeli tebrik eder.

Ya da okuma yazmayı yeni öğrenen bir çocuk bu süreçte çok zorlanır. İnsanın okul hayatı boyunca en çok zorlandığı zaman dilimi burasıdır. Okuması hatalarla doludur, ona rağmen heceleyerek okur. Yine de öğretmeni hatalı yerlerde onu durdurup uyarır. Çok çalışıp az karşılık aldığı, ödevlerini yazıp yazıp sildiği bir dönemdir ilk yıllar.

Evlenme niyetiyle yola çıkan birinin karşısındaki kişiyi tanımaya çalışırken onunla ilgili düşünmesi, soracağı soruları planlaması, beklentilerini, isteklerini iletmesi karşısındakinin anlamaya çalışması tüm bunlara kafa yorması baskılı bir süreçtir.

Bebeğin yeni doğduğu zamanlarda annesinin tüm ilgisini ona vermesi, onunla yatıp onunla kalkması, uykusuz kalması, yorgun görünmesi, kendisine bakamaması, ağır uykusu olan bir annenin bile bebeğin nefes alış verişine uyanıyor olması bir anne için yorucu bir süreçtir. Buna rağmen kendini yetersiz hisseder ve çevreden olumsuz yorumlar gelir. Anneliğini sorguladığı bir dönemdir burası.

Araba kullanmayı öğrenirken ilk zamanlar sırtımızdan ter aktığını hissederiz.  Bu süreçte tüm arabalar üzerimize geliyor gibidir. Trafikte herkes bizi sıkıştırmaya çalışıyor gibi hissederiz. Bir elimiz kornada bir elimiz dörtlüde gezeriz. Tüm kurallara uysak bile çokça hata yaparız, birilerinden sıkça korna selektör yeriz...

Evimizden uzakta gurbete üniversite için gittiğimizde mutfakla tanışmamız pek de keyifli olmayabilir:) İnternetten tarifler bakarız bir türlü videodaki yemeği tutturamayız. Annemize sorarız ama onun yemeği gibi olmaz. Lezzetli yemek yapabilmek için uzun uğraşlar gerekir. Tencerenin dibi tutar, yemek taşar, pilav lapa olur, tatlının şerbeti az olur.

Buralarda insan “O kadar emek harcıyorum yine de olmuyor.” diye düşünür ve yanılgıya düşer. Hayat insanın samimiyetini sınamak ister. Sen bu işte samimi misin diye sorar... İnsan şunu unutmamalıdır hayat insana borçlu kalmaz. Orada harcadığı emeklerin karşılığı eğer kişi işe devam ederse ilerleyen zamanlarda gelecektir.

Güzel yemekler yapan, özendiğimiz o kişinin başlangıç hikâyesini hiç dinledik mi mesela? Hiç mi tencere yakmadı? Hiç mi tuzu eksik ya da fazla koymadı...

Gıpta ettiğimiz insanlarla aramızdaki fark hedeflerinden vazgeçmemiş olmaları olabilir mi?

Peki, biz koyduğumuz hedeflerde ne kadar samimiyiz? O hedefi istiyoruz ama olabilmesi için yeterli çabayı sergiliyor muyuz?

Oturup her şeyi en başından bir daha düşünelim mi?



                      Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. 

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" ; insanın amacını amaç edinen bir gerçeklik ilmidir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdirile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu

 

 


Yorumlar

  1. Hedef ile hevesi karıştırıyoruz ya, aslında sabırsızlığımız da ordan geliyor
    Güzel bir yazı olmuş
    Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder