ÇOK BİLİNMEYENLİ DENKLEM

 

Onca soğuktan kardan sonra güneş nihayet yüzünü göstermişti ama Nergis yataktan çıkmak bile istemiyordu. Yaşama hevesini kaybetmiş gibiydi. Bu isteksizliğin sebebini aylardır kapalı olan havaya bağlamıştı ama bugün güneş pencereden sızıyordu işte. Dışarıdan gelen kuş sesleri şenlik havası estiriyordu. Yataktan çıkabilseydi eğer duvarın dibinden filizlenmiş mavi mineleri de görebilirdi. Yattığı yerden tavanı izlerken düşündü, kolunu kaldıracak hali yoktu.

 

En son gittiği doktorun yazdığı ilaçlar da fayda etmemişti.  Herkes sözleşmişçesine aynı şeyi söylüyordu. “Neyin eksik? Sağlıklı çocukların, seni seven bir eşin var. Kocaman bir evin, kapının önünde araban var. İyi bir eğitimin, güzel bir işin var. Daha ne istiyorsun? Niye bu mutsuzluk?

 

Nergis öyle düşünmüyordu. Mutlu olmak için çıktığı yolda elindekilerden de olmuştu sanki. “Neyi yanlış yapmış olabilirim?” Diye soruyordu kendine. 

Etrafındaki herkes problemli olamayacağına göre belli ki bir şeyleri yanlış yapıyordu ama neyi? İşte bu sorunun cevabı çok bilinmeyenli denklem gibiydi.

 

Çocuklar küçükken her şey daha iyiydi sanki. Her şeyin küçüğü insana sevimli hoş gelirmiş ya ne kadar doğruymuş.  Birkaç yıl öncesini düşündüğünde daha mutlu olduğunu hatırlıyordu. Güzel zamanlardı, çocuklarla ne güzel eğlenirlerdi.  “Anne ” dediklerinde içi erirdi Nergis’in.

 

Şimdiyse “anne” dediklerinde yüreği ağzına geliyordu. “Yine ne var acaba” diyordu. Bitmek tükenmek bilmeyen talepleri vardı. İstedikleri oldukça memnun olacaklarına daha da huysuzlaşıyorlardı. Ne yapsa yaranamıyordu işte… Düşünmek bile yorucu gelmişti Nergis’e. Yorganın altına iyice gömüldü.

 

Kocası Mehmet’i de memnun edemiyordu zaten. Ne şeflerden aldığı tariflerle yaptığı yemekler, ne jilet gibi ütülü kıyafetler mutlu ediyordu Mehmet’i. Yıllar evvel cicim ayları bitip her şey normale dönünce karşılaştığı manzara hayal kırıklığı olmuştu. Evlenince çok mutlu olacağını hayal etmişti. İnsan evlenince, eve çiçekle gelen, yüzünde gülücükler olan arada sırada hediye alan, hep gözünün içine bakan bir eş hayal ediyordu. Nergis evliliğinde de umduğu ile bulduğu arasındaki farka takılı kalmıştı.

 

Mutsuzluğunun sebebi yüksek beklenti olabilir miydi acaba?

Her insan hayatında mutlu olmak ister ama nasıl olacağını bilemez. Hep bir hayale doğru koşar, ulaşınca mutlu olacağını sanır. Her ulaştığı hayal bir serap gibi kaybolur, yeniden başlar maraton.

 

İnsan kendisini gerçekten neyin mutlu edeceğini bulamadığında mutluluğunu hep isteklerine bağlar. İstediklerini elde ettiğinde mutlu olacağını zanneder. İsteğine ulaşmak için çabalar ama her ulaştığı istek sonrası yenisi için uğraşması gerekir.

 

Yoldan geçerken gördüğü bahçeli eve sahip olmak ister.  Orada yaşayanlara özenir. Hedeflerine ulaşmış insanlara özenir. Elele yürüyen çiftlere bakıp eşiyle öyle olmak ister. Çalışmadan para kazanmak ister. Çalışayım ama yorulmayayım ister. İster de ister… İnsan kendisine kolay gelen ile ya da başkalarının sahip olduklarıyla mutlu olacağını zanneder. İstediği her sonuç için bir sebep oluşturması gerektiğini unutur. Oysa yoldaki zorlukları göze alamayanlar yoldan da keyif alamazlar.

 

Nergis için de böyle olmuştu ne kullandığı reçeteli ilaçlar, ne dolaplar dolusu kıyafet, ne tedavi seansları… Hiç biri mutlu olmasını sağlamıyordu. Aylar süren içe kapanma süreci yapması gerekeni hatırlatmıştı. Beklentilerini gözden geçirmeye karar verdi o gün.

 

Usulca doğruldu yatağından. Ağır kadife perdeyi araladı.  Görmeyeli bahçe duvarının dibindeki yosun tabakası çiçek yatağına dönüşmüştü. Neden olmasın diye düşündü, belki içinde yosun tutmuş düşünceler de yeşerip çiçek açardı…


&

Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. 

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" ; insanın amacını amaç edinen bir gerçeklik ilmidir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu


Yorumlar

  1. Hepimizin içine tünemiş bir Nergis var aslında. O yüzden hepimizin yaralarına parmak basmış gibi oldunuz. Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. İnsana, sebep oluşturduğu bedelini ödediği şey ancak temas eder.. Yeni başlangıçlar için yeni düşünceler için çok güzel bir yazı olmuş.. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Başkasının sonucunu istemek insanın dış dünya beklentisini yükselten bir durumdur. Ama kendisi haricinde diğerlerinin; ne zaman, nasıl tepki vereceği insanın kontrolünde değildir. Insanoğlu sadece kendi yapıp ettiklerine yani oluşturacağı sebeplere odaklanmalıdır. Günümüzde insanın en büyük yanılgısı; kestirmeden giderek, başarı ve mutluluğu yakalama isteğidir. Bilse ki istediklerini elde etmenin yegâne yolu doğru yere doğru bedelleri ödemekten geçer. Bedel insanın en büyük şifasıdır🌷

    YanıtlaSil
  4. binaların arasında kalıp başını eğerek sadece gri binaları görenlere inat başımı kaldırıp mavi gökyüzüne bakabiliyorum. peki bu gökyüzünü görse dahi başka biri için bir anlam ifade etmiyorsa. evet perdeyi araladın, yosunları gördün, çiçeği gördün. yine de bu sende bir şey uyandırmıyor. başka şeyler istiyorsun fazlasını istiyorsun. o çiçeğe bakmak yerine tüm bahçen çiçek dolsun istiyorsun. o çiçeğin kıymetini nasıl anlamalı? mavi gökyüzüne kafanı nasıl kaldırmalı?

    YanıtlaSil
  5. umarım hepimiz çiçekleri farkedebiliriz, emeğinize sağlık. 💓

    YanıtlaSil
  6. İsteyip isteyip vazgeçmek de benzer bir depresyona sokuyor insanı.

    YanıtlaSil
  7. İnsan bi kendinden beklemiyor ama bi tek de bu onu mutlu ediyor:) Kendiyle uğraşmak istemediğinde karşı taraftan beklediğin de gün be gün mutsuzluğu artıyor. Bizim de Nergis gibi beklentilerimizi gözden geçirmemiz ve kendimize döndürmemiz gerekiyor. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  8. Her kışın bir baharı var. Her problemin de çözümü var..
    Var da var. 🤲

    YanıtlaSil

Yorum Gönder