SENDE OLANI SENİN Mi SANDIN?

Gaye’nin on altı yıl süren evliliği tek celsede son bulmuştu… Avucundan kayıp gitmişti evliliği, eşi… Hiç onun olmamış gibi…

Oysa ne güzel başlamıştı her şey. Tanıştıktan kısa bir süre sonra evlilik kararı almışlardı. Hemen bir nişan yapmışlardı. Üstüne nişanlısını askere göndermiş; bir de asker yolu beklemişti. Vakit bir türlü geçmezdi o günlerde ama aslında su gibi akıp gitmişti yıllar.

Askerden döner dönmez evlenmişlerdi. Hayalleri vardı, mutlu bir evliliği olacaktı. Öyle de olmuştu başlarda, her şey istediği gibiydi, çok güzel zamanlardı.  O yüzden anlayamıyordu zaten ne olmuştu da, ilişkileri bu noktaya gelmişti? Nasıl olmuştu da yolları ayrı düşmüştü?

Aylarca didinmişti Gaye boşanmamak için. Elinden gelen her şeyi yapmıştı ama yetmemişti işte… Bir adamı almış hayatının en ortasına koymuştu. Hatta her şeyi ona endekslemişti. O yüzden canı bu kadar yanıyordu şimdi. O yüzden bundan sonra yaşayamam zannediyordu Gaye…

Hayat öyle bir şeyini alır ki insanın elinden; artık yaşayamam zanneder bu yüzden.  Bir bakar ki o kaybettiğini sandığı şey zaten kendisinin değilmiş.  Aslında insan kendini bulmak için bir yola çıkar ama bunun farkında değildir. Sahibi olmadığı bir şeyi kaybettiğini zannederek acı çeker… Yaşadıklarını çözümsüz zanneder. Sanki karanlık bir kuyunun dibindedir ve oradan hiç çıkamayacağını zanneder.

Gün gelir zaman geçer. Bir gün fark eder ki; insan değişirse, karşılaştığı kişiler de olaylar da değişir. Yani o çözümsüz zannettiği her şeyin bir çözümü olduğunu fark eder. İnsan bu hayatta aldığı kararlarla; verdiği tepkilerle geleceğini yeniden dizayn edebilir.  Yeter ki cesaret gösterip o kendine zor gelen kararı alabilsin.  “İnsan değiştiğinde dünya değişir.” Yeter ki cesaret edebilsin.

Gaye aradan geçen zamanda kendi içine dönmüş, iş hayatında yoğunluğunu artırmıştı. Geriye kalan zamanları da problemlerine çözüm arayışıyla geçirmişti. Bu süreçte problemleri ve zayıf tarafları ile yüzleşmiş ve gerçek çözümler aramaya odaklanmıştı. Bittim dediği yerden yeniden ayağa kalkabilmişti. Orada başlayan ve sonrası çorap söküğü gibi gelen bir süreç vardı artık hayatında. Katıldığı bir eğitimde duyduğu cümle onun için anahtar olmuştu. “Karşılaştığın iyi veya kötü sonuçlar hepsi senin tercihlerindir.”

Gaye hayatının en çetin sınavını vermişti belki de, bir daha asla mutlu olamam zannetmişti yıllarca. Ama şimdi yanıldığını anlıyordu. İnsan ümidini kaybettiğinde kaybeden oluyordu. Aslında kaybettiğini zannettiği şeyler kayıp değildi, artık fark etmişti…

Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. 

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" ; insanın amacını amaç edinen bir gerçeklik ilmidir. 

Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu