HAYATINI YENİDEN DİZAYN ETMEYE VAR MISIN?

 

Özlem arası pek de iyi olmayan eşi birlikte, engelli çocuklarının tedavisi için yurt dışına gidecekti. İlk kez yurt dışına çıkacaktı ve heyecanlıydı… Ancak bir taraftan da eşi ile yaşadığı sıkıntılardan dolayı çok mutsuzdu. Uzun bir uçak yolculuğuydu, yolculuk boyunca düşündü… Oysa ilişkilerinin başlarını hatırladığında, evlenebilmek için birlikte mücadele etmişler ve pek çok zorluğun üstesinden gelmeyi başarmışlardı. Aşk ile başlayan bir evlilikleri vardı. Başta her şey çok güzeldi ve mutlulardı... Sonra ne olmuştu da can yoldaşım dediği eşi ona bu kadar kaba davranacak hale gelmişti? Anlayamıyordu...

Oysa o tüm hayatını kocasına ve çocuğuna feda etmişti. Onların her istediklerini koşulsuz şartsız yerine getirmişti. Bu kadar fedakarlığın karşılığı bu olmamalıydı. Onların isteklerine yetişebilmek için kendini unutmuş olabilir miydi? “Olsun” dedi kendi kendine... “Onlar iyi olsunlar da, ben iyi bir anne, iyi bir eşim sonuçta...” Ama zihnini bir şeyler kurcalıyordu ve içi de rahat değildi. Bu söylediğine kendi bile aslında inanmıyor gibiydi. İçinden bir ses; “Neyse canım, herkes böyle zaten... Kim evliliğinde mutlu ki?” diyordu. Çok da düşünüp kafa yormak istemedi... “Alışveriş mi yapsam, evet alışveriş iyi fikir, bana iyi geliyor... Kendime bir şeyler alayım en iyisi” dedi. İnterneti açıp alışveriş sitelerine bakmaya başladı. O sitelerin derinliklerinde kaybolmuşken, yolculuk bitti…

Eşi ona o kadar kıymetsiz davranıyordu ki… Artık Özlem’in mutsuzluğu yüzünden okunuyordu. Dünyanın neresinde olursa olsun yaşadıkları ve hissettikleri değişmiyordu. Bir yandan tedavi süreci devam ederken, bir yandan kaldıkları yerleri gezip tanımaya çalışıyordu. Ama sıkıntısında hiçbir değişme olmuyor tam tersi artıyordu. Katlanıp büyüyen kar topu misali. Belki bu yeni gördüğü yerler iyi gelir diye düşünmüştü ama nafile…

Orada kendisi gibi çocuğunun tedavisi için Türkiye’den gelmiş olan Rezzan ile tanıştı… Kısa sürede samimi oldular. Evliliğindeki sıkıntıların bir kısmından bahsetti. Özlem çözüm arıyordu. Denemediği çözüm kalmamıştı. Rezzan ona bir seminer önerdi.

“Saçmalama, o kadar şey deneyip, çözemediğim sorunumu bir seminer mi çözecek?” dedi…

Türkiye’ye döndüklerinde, Özlem çocuğunun tedavisi için oradan oraya koşturuyor, her şeye yetişmeye çalışıyordu. Kızının tedavi sürecindeki en ince detaya kadar yapılması gereken her şeyi o hallediyordu. Temizlik, ütü, yemek işlerini hallettiği gibi, evin alışverişini, dışarı işlerini de o yapıyordu. Evde hiçbir şey eksik olmamalıydı.

Aradan birkaç ay geçti. Özlem unutmuştu Rezzan’ın önerdiği semineri. Taaa ki eşiyle çok büyük bir kavga edene kadar. O kadar üzülmüştü ki kendini anlayacak derdini anlatacağı biri olsun istedi.  Rezzan aklına geldi. Onunla konuşmak dertleşmek iyi gelecek diye düşündü. Rezzan; “Ben seni dinlerim elbet ancak böyle yaparsak karşılıklı dertleşir, ağlaşır, sonra da dağılırız. Ama problemi çözmüş olmayız. Şimdi, anlık olarak biraz rahatlarsın, sonra yine daha fazlası olur.”  Deyince ona hak verdi. Evet, hakikaten şimdiye kadar öyle olmuştu. Birilerine dert yanıyor sızlanıyor şikâyet ediyor, ya da gidip alışveriş yapıp rahatlıyordu. Ama bunlar hiç çözüm olmamıştı. Peki ne yapacağım diye sordu? Hayat onu iyice köşeye sıkıştırmıştı. Rezzan ona bahsettiği semineri hatırlattı. Bir deneyeyim, ne kaybederim ki diye düşündü. Seminerin detaylarını öğrendi ve ilk açılana katıldı.


Kendini bir kuyunun dibinde, çaresiz hissediyor ve yaşadığı sorunları çözümsüz zannediyordu. Seminerde ilk dikkatini çeken cümle şu oldu:

‘İnsanların şu anki yaşadığı sorunların nedeni geçmişte oluşturduğu sebeplerdir.’ Bunu öğrendiğinde canı çok yanmıştı. Sonra arkasından ikinci cümle gelmişti… Bugünden itibaren oluşturduğun sebepleri değiştirirsen, yarınını yeniden dizayn edersin… Bu cümle ona ümit vermişti. Bunu nasıl yaparım diye merak etmekten alıkoyamıyordu kendini.

Seminerin ilk günü bitmişti. Özlem, eve dönüş yolunda düşünüyordu. “Ben neleri yanlış yaptım da, beni bugün bu kadar mutsuz edecek sonuçlarla karşılaştım?” diye. Aklında bir sürü soru oluşmuştu. Bunların cevaplarını bu seminerde bulabilecek miydi? İkinci dersi sabırsızlıkla bekliyordu…


Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. 

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" ; insanın amacını amaç edinen bir gerçeklik ilmidir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. Yarını değiştirmek için, bugünü dizayn etmek için harekete geçirecek bir yazı.. 👌🏻

    YanıtlaSil
  2. İnsan kendi sebeperinin sonucunu yaşar . Çok güzel bir yazı kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Toparlanmanın ve mutlu olmanın gerçekten çabayla mümkün olduğuna inanmak... Yıllardır girdiğim hiçbir yolda bulamadığım, elim boş döndüğüm şeydi. Samimiyetimizle ve kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Umarım ne yaptığımızda neyle karşılaştığımızı anlayanlardan oluruz:))

    YanıtlaSil
  5. İnsan, oluşturduğu sebeplerin sonucunu yaşıyor. Ne muazzam bir tespit. Bu gerçeğin farkında olsak, alelade seçimler yapar mıyız hiç😞 Bize verilen sınırlı sürede, yapıp ettiklerimiz, söylediklerimiz, ortaya koyduklarımız ne kadar kıymetli. Hatırlatma için tekrar teşekkürler 🌷

    YanıtlaSil
  6. Sonuç değerlendirmenin hayatımızda ki önemini bir idrak edebilsek …

    YanıtlaSil
  7. İnsanların şu anki yaşadığı sorunların nedeni geçmişte oluşturduğu sebeplerdir.’Cunku hiçbir şey tesadüf eseri meydana gelmez..Ne kadar net ne kadar da.dogru...Cok teşekkürler çok güzel bir yazı olmuş..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder