Yeliz
ile Erhan üniversitede tanışmışlardı. Birlikte çok güzel vakit geçiriyorlar ve çok iyi anlaşıyorlardı. Okulda örnek
gösterilen çiftler arasındaydılar. Ancak
Yeliz’in okulu Erhan’dan bir sene önce bitti ve Yeliz memleketine dönmek
zorunda kaldı. Bu durum onların ilişkisinde bir dönüm noktası oldu.
Uzak mesafeden de örnek bir çift
olabilecekler miydi acaba? “Gözden uzak olan gönülden
de uzak olur” denirdi
hep. Acaba doğru muydu? Zaman gösterecekti.
Aradan sadece birkaç ay geçmişti ama Erhan’ın
Yeliz’i arama sıklığı azalmaya başlamıştı bile. Yeliz her gece bu durumu
düşünür olmuştu, öyle ki uykuları kaçıyordu. Kafasında bir sürü düşünce ve soru
işareti vardı artık. Acaba eskisi kadar sevilmiyor muydu? Acaba başka birisi mi
vardı Erhan’ın hayatında.
Yeliz
gün içinde sürekli Erhan’ı düşündüğü için durum içinden çıkılmaz bir hal almıştı. Onu çok sevdiği için ona sitem
etmekten başka bir şey gelmiyordu elinden. Sitemler Erhan’ı iyice uzaklaştırıyor,
Yeliz bu kez gönül almak için daha fazla arıyordu. Öyle ki arayıp soran taraf sadece
Yeliz olmuştu. Bu durum bir süre daha böyle devam etti.
Bir
gün Yeliz’i üniversiteden bir arkadaşı aradı. Arkadaşı hala üniversiteye devam
ettiği için Erhan’la sık sık karşılaşıyordu. Erhan’la ilişkilerinin devam edip
etmediğini sordu. Yeliz şaşkınlıkla cevapladı bu soruyu. Elbette devam ediyordu...
Niye böyle bir soru soruya muhatap oluyordu ki şimdi. Arkadaşı ona Erhan’ı
başka bir kızla gördüğünü anlattı. Yeliz yaşadığı şokla anlatılanları dinlemek
bile istemedi. Erhan’ın başkasıyla olabileceği fikrine inanmak istemiyordu. Oysa
zaten aramaların azalmasından ve Erhan’ın konuşma şeklinden daha önce de
şüphelenmişti.
Yeliz
için o hafta tam bir kabus gibi geçti. Eline telefonu alıyor ve tekrar
bırakıyordu. Erhan’ı arayıp hesap sormak istiyor ama bir türlü cesaret
edemiyordu. Çünkü duyacaklarından korkuyordu. Arkadaşı ile telefon görüşmesi
yapalı nerdeyse bir hafta olmuştu ama bir türlü Erhan’la bu konuyu
konuşamamıştı. Duyguları o kadar aktifti ki değil gerçeği öğrenmek, düşünmek bile
istemiyordu.
Ya gerçekten doğruysa ne yapacaktı?
Gerçeği
öğrenmekten başka çaresi kalmamıştı artık. Erhan’ı arayıp açık açık hayatında biri var mı diye sordu.
Erhan hemen inkâr etti ve konu ile ilgili öyle bir açıklama yaptı ki kim duysa
inanmazdı ama Yeliz inandı. Çünkü gerçeği duymayı değil, onunla birlikte olmayı
istiyordu…
İnsan aslında gerçeği bilmek ister.
Gerçeğin peşinden koşar ama mesele gerçeklerle yüzleşmek olduğunda genellikle
yüzleşmeye cesaret edemez. Cesaret
edebilenlerse, o konunun gerçeğine
ulaştığında sahteliklerin kaybolduğunu görebilir. Yaşanan karmaşanın
gerçeklerle netleştiğine şahit olur.
İnsan gerçeği duymaya cesaret
ettiğinde ve onu kabul edebildiğinde problemlerini de çözmeye başlar. Yapamadığında
ise hep aynı sorunlarla uğraşıp durur.
Şimdi
Yeliz için karar verme zamanıydı. İlişkisinin gerçeğini kabul edebilecek miydi?
Yoksa görmezden mi gelecekti?
Vereceği kararın bundan sonraki tüm ilişkilerini etkileyeceğini bilseydi nasıl davranırdı?
&
Emeğinize sağlık...hep yaşanılan hikayeler, egitimleriniz ile insallah bu hataları azaltacagiz....
YanıtlaSilGerçeği merak edip. Gerçeği kabullenmek , ona göre davranmak. Ne güzel bir anlatım. Teşekkür ederiz. Emeğinize sağlık 💕
YanıtlaSilAhh insan yanılan insan, sahteyi gerçeğe tercih eden insan...bilse ki gerçek insanı üstün kılar...tüm zamanlarda, tüm mekanlarda, tüm insanlarda geçerli olan bu kural, hayatını yeniden dizayn etmede ne çok işe yarar. Ellerinize sağlık 🌷
YanıtlaSilİnsan gerçeği duymaya cesaret ettiğinde ve onu kabul edebildiğinde problemlerini de çözmeye başlar. Yapamadığında ise hep aynı sorunlarla uğraşıp durur.O kadar doğru ki 🌺
YanıtlaSilKaleminize sağlık ..Acı evet ama gerçek ;)
YanıtlaSilİnsan istekleri çok aşırı olunca gerçeği görmek duymak istemez. Etrafta çok örneği olan bir hikaye kaleminize sağlık
YanıtlaSilGerçeği duymaya cesareti olanlar, neredesiniz? İlk başında tabiki üzüntü,acı olacak ama sonrası… İnanın kendinizi hiç bu kadar iyi hissettiğiniz bir an olmadığını göreceksiniz.
YanıtlaSil