GERÇEK KAYIP...




Sonbaharın ilk günleri… Aradan yedi ay geçmişti, daha dün gibiydi oysa ki yaşanılanlar... Sabaha karşı çok üşümüştü Aylin. Uzun aradan sonra ilk kez üşüdüğü için gülümsedi. Çok uzun ve sıcak bir yaz geçirmişti deprem bölgesinde . Gülümsemesi kısa sürdü, yedi ay önce hissettiği o dondurucu soğuk gece geldi aklına... Şimdi sadece üşüyordu ve yalnızdı. O gece en son takılacağı şeydi üşümek oysa ki …

Kız kardeşi Ceylin yoktu artık. O sarsıntı birçok bağını söküp almıştı Aylin’in. Nasıl teselli bulacaktı? Toparlayamıyordu kendini. Eşi de artık yoktu. Arkadaşları, anneannesi yoklardı. Sanki hepsi anlaşıp bir anda yalnız bırakmışlardı Aylin’i... Evi, işyeri, eşyaları, fotoğrafları, hatıraları,  çocukluğundaki okulu onlar da yoktu .
Kendi kendime güçlü olacağım, Kenan da böyle isterdi dedi. Gözünden yine yaşlar süzülmeye başladı. Kenan ile yeni evlenmişti, bir yılını dolduramamıştı evliliği.... Oysa ne hayalleri vardı ikisinin de birlikte. Uzun uzun yaşayacakları yıllar varmışçasına emeklilik hayalleri bile kurmuşlardı evliliklerinin ilk aylarında. Kenan sahil kasabasına yerleşmek istiyordu, Aylin şehirde bağ kurduğu insanlarla apartman hayatına devam etmek istiyordu. Hepsi geride kalmıştı bu hayallerin...

Uzun zamandır yatağından çıkmak istemiyordu Aylin. Adeta yatak ile bir bağ kurmuştu deprem sonrası. Kendince haklı sebepleri vardı. Dört ay hastane odasında pencere ve yatak üçgeninde kalmıştı, yapayalnız hissediyordu kendini. Hastane süreci bittiğinde şehrine dönmek istemişti, geldiğinde  gördükleriyle bir kez daha yıkıldı. Bahçesinde  koşup oynadığı o ev artık yoktu. Çocukluğunda bisiklet sürerek keşfettiği sokaklar, okula gittiği mahalle, yaramazlık yapıp annesinden korkup sığındığı anneannesinin evi de artık yoktu.

Yepyeni bir sayfa... 


Ne kadar da boş bir sayfa... Oysa ki yeni bir hayat istememişti, gayet memnundu hayatından, çevresinden, imkanlarından, arkadaşlarından...Şimdi yeni evinde yapayalnız, kendi yalnızlığında ayakta durma isteği olmayan bir Aylin vardı aynada. “Neden onlarla gitmedim, keşke ben de ölseydim.‘’ Bu cümleyi hastanede o kadar çok söylemişti ki... 
Hastane süreci sonrasında artık yürüyebiliyordu. Eskisi gibi koşamasa da adım atabiliyordu. Bacağı kesilmemişti, buna çok şükrediyordu... Ama ne yapacaktı bundan sonra? 
Telefonu artık hep bir köşede duruyordu. İçinde bakabileceği bir fotoğraf albümü, videoları, tekrar okuyup gülümseyeceği bir mesaj geçmişi kalmamıştı. Birkaç arkadaş ve ailesinden gelen arama... Aylin’i yalnız bırakmama çabaları... Bunları görüyordu ama kimseye yük olmak istemiyordu. “Ben kendi ayaklarımın üzerinde durabilmeliyim” diye düşünüyordu.

“İhtiyacı olana ihtiyacı olanı veren varsa, ki var...” dedi ve mesaj sesi ile telefona yöneldi. Yıllar önce Avustralya’ ya giden ve yalnızca beş yılda bir görebildiği can dostu Emine’den geliyordu mesaj. Üzerine bir hırka aldı ve balkona çıktı Aylin, mesajı sesli mırıldanmaya başladı...

Yalnızlık tek başına olmak değildir oysa!
Ve yalnızlık değildir, bir kişi tarafından terk edilmek...
Ve yalnızlık değildir, sevdiklerinin cenazesinde bulunmak...
İnsan, terk edildiğinde değil, yakını öldüğünde değil, tek başına kaldığında değil...
İnsan, ancak sana senden daha yakın olanı unuttuğunda yalnız olur.
Sana ait her şeyi vereni,
Ve sana ait olan her şeyi geri alacak olanı
Unuttuğunda yalnız olur ancak.
Çevrendeki her şeyden ve herkesten önce olanı,
Ve çevrendeki her şey ve herkesten sonra olacak olanı,
Unuttuğunda yalnız olur ancak insan, asla unutmaması gerekeni...
O'dur sadece yalnızlığı yok eden.
Ve O'dur sadece seni, seninle mutlu edebilen...
Herkes seni terk edebilir
Bu değildir mühim olan...
Tek başına olmak değildir.
Tek başına ol, ama asla yalnız kalma...
Mühim olan budur...”
Yahya HAMURCU
Aylin yine ağlamaya başladı, gözünün önüne eşini son kez gördüğü kapının açılmadığı o çaresizlik anı geldi. Son bakış ve sonrası karanlık dört gün. Yanında eşinin cansız bedeniyle geçen dört gün... Sadece kendi nefes alabiliyordu, bunu hissedebiliyordu ama kabullenemiyordu. “Olamaz böyle bir şey mümkün değil, olmamalı” diyordu. Yapayalnız kaldığını düşünüp isyan etmişti sürekli. Emine’den gelen bu mesaj ile kendine gelmişti.
İnsan asla unutmaması gerektiğini unuttuğunda yalnız olurdu ancak. Ayağa kalktı, gözyaşlarını sildi, utandı acizliğinden ve söz verdi kendini unutmayana. Sen yaşamamı istediysen benim için süre bitmedi demek ki... 
İnsan RABB’ini kaybettiyse, neyi kazanabilir ki…
“Haydi bakalım yeniden başlama zamanı” dedi kendi kendine. Açtı kollarını yeni dünyasına. Yeni Aylin için yeniden başlamaya… 




Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. 
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" ; insanın amacını amaç edinen bir gerçeklik ilmidir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. Her şeye rağmen yeniden başlamaya.. Harika bir yazı emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Yalnızlık tek başına olmak değildir.. çok güzel.. kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım Rabbini bilen bulan ve uyanmadan oluruz. Kaleminize kuvvet teşekkür ederiz çok güzel bir Yazı olmuş.

      Sil
    2. Her şeye rağmen yeni başlangıçlara kabinin güzeli kadar güzel yazmışsın🤍

      Sil
  3. İnsan RABB’ini kaybettiyse, neyi kazanabilir ki… insan sadece şu cümleyi hakkıyla anlasa ne cok sey değişirdi hayatinda...

    YanıtlaSil
  4. Herkesin, üzerinden 1 yıl bile geçmemesine rağmen depremi ve depremde yaşanılanları unutmuş olduğu bir dönemde temas ettiğiniz konu çok anlamlı. Allah imkanlarımızı bazen genişletir bazen daraltır ya da tamamen alır. Aslında bu bizim lehimizedir bilenler için.Sahibinin bir müddet sana kullanma izni verdiği şeyi geri istemesini insan neden kabul edemez. Çünkü insana verilen sayısız nimet ona bedelsiz verildiği için, bunu akletmez, sınavını şikayet eder, kıymet bilmez, şükrünü etmez

    YanıtlaSil
  5. Bu kadar acı ile yüzleşen o kadar çok kardeşimiz vardı ki ama şunu bir kez daha hatırlattınız bize #Müslümanın stilinde ümitsizlik yok#..

    YanıtlaSil
  6. Her şey rağmen yeni başlanğıçlara kalbiniz kadar güzel yazmışsınız🤍

    YanıtlaSil
  7. Rabbim bu acıları bir daha yasatmasın.Yasayan din kardeslerımıze de sabrı cemıl versin.İsyan ettırmesin.Bu acılar unutulamaz tabi ki cok zor ama Allah tan geldiği icin yapacak sey yok.Yeterki Rabbimizi unutmayalım.Rabbimizden güc kuvvet isteyerek ayakta kalmaya calısalım.Kaleminize saglık.güzel bir yazı

    YanıtlaSil
  8. Çok güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil

  9. “İhtiyacı olana ihtiyacı olanı veren varsa, ki var.. çok anlamlı olmuş kaleminize emeğinize saglik

    YanıtlaSil
  10. Çokk zor acılar. Allahm bir daha yaşatmasın.. Yazınızda kendimizden birşey bulmak bu olsa gerek... Ben de bir süredir farklı bir süreç içinde yaşarken bunu şöyle idrak ettim.. Bi bakıyorsunuz öyle bir an var ki etrafınızda herkes var ama aslında kimse yok.. Sadece Allahınız ve siz varsınız.. Herşeyi sadece ve sadece ondan isteyebiliyor. Yalnız ona sığınınca huzur bulabiliyorsunuz. Ve gün sonunda ve ömrün sonunda sadece Allahınız var.. Onun varlığını bilmeyi nasip etsin herdaim inşallah. Allah var keder yok..

    YanıtlaSil
  11. Elinize sağlık çok güzel bol temaslı bir yazı olmuş. İnsan unutan canlı. Unutuyoruz bazen dünyaya dalıp. Darlanıyoruz üzülüyoruz bunalıyoruz. Aslında “bana benden daha yakın olan var”. Sadece bu cümleyi unutmasak o bile sürekli haz için yetecek bize.

    YanıtlaSil
  12. Rabbim benimle ise başka hiç bir şeye ihtiyacım yok.. Ne kadar zor imtihanlar yaşarsak yaşayalım yeniden ayağa kalkabilmek için her daim O' nunla olabilmek yalnız kalmamak duasıyla.. Ümitsizliğe yer yok inşAllah..

    YanıtlaSil
  13. İnsan Rabbini kazandıysa neyi kaybedebilir ki. Tek başına kalırsın ama hiçbir zaman yalnız kalmazsın. Allah sabredenlerle beraberdir

    YanıtlaSil
  14. Bizi ayakta tutan , hayatta tutan şey zor olandır , her koşulda yeniden başlayabilmeli ve Allah’a şükretmeliyiz , her daim onu anmalıyız ve hatırlamalıyız ki gerçekten yalnız olmayalım

    YanıtlaSil
  15. Gündelik hayatın tüm sıkıntıları ve meşguliyetleri bize RABB'imizi unutturmamalı ve her ne olursa olsun yeniden başlayabilmeliyiz.

    YanıtlaSil
  16. O kadar gerçek öylesine içten ve bizdenki, sallanan yerdi hayatlar çalkalandı altı üstüne geldi adeta hüzünden beslendi anlatılanlar, daha çok yara aldık, aynı konu ve bu yazıdan yarar aldık yararlandık Allah razı olsun. Gerçek iyileştirici ve öğreticidir görebilene, kaleminize kuvvet yüreğinize sağlık.Yalnızlık nedir sorusuna verecek harika bir cevap buldum

    YanıtlaSil
  17. "Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır"

    İnsan bazı yükleri kaldıramayacağını zanneder ama insanın omzuna kaldıramayacağı hiç bir yük yüklenmez.. İnsan ümidini kaybetmediği sürece yalnız değildir.

    YanıtlaSil
  18. İnsanın etrafında kimse olmayınca yalnız olduğunu zannediyor. Aslında büyük bir yanılgı içindeyiz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder