KIYAS

 

Sonbahardı…

Yağmur damlaları yüzüne çarparak, elleri ceplerinde, ayaklarıyla dökülen yapraklara vura vura yürüyordu Zehra…

Hava soğuktu ama içindeki ateş Zehra’ya hem havanın soğukluğunu hissettirmiyor hem de canını sıkıyordu.

Aslında alışıla gelmiş bir durumdu bu Zehra için. Küçüklüğünden beri o ateş topu ara ara kendini hissettirirdi. Eskiden ne olduğunun farkında olmadığı için geçiştiriyordu bu durumu ama ya şimdi? Artık geçiştirebileceği bir şey değildi. Kendisinin iyi yönlerinin ve zaaflarının farkındaydı. Bir zaafını fark etmişti, nasıl üstünü örtebilirdi ki? Buna vicdanı el vermiyordu bir kere. Kendine yakıştıramaması da cabasıydı.

 

Onca nimet ona verilmişken, başkasına verilene istek duymayı nasıl normalleştirebilirdi artık.

Arkadaşının yüksek not alıp onun alamaması, kardeşine bayramda daha gösterişli bir kıyafet alınması, Nevin’in kocasının onu yemeğe götürmüş olması, iş arkadaşının priminin ondan çok olması, komşusunun yaptığı kekten Zehra’ya değil diğer komşuya vermesi, arkadaşının 4+1 kendisinin 3+1 evinin olması Zehra’yı rahatsız eden şeylerdi. “Onda var neden bende yok?” sorusu iç dünyasında yankılanırdı. İç sesinin, sesini kapatmak istiyordu artık. Çünkü bu çatışma suratının asık olmasına, gözlerinin dolmasına sebebiyet veriyordu. Artık kıskançlık yaptığının farkında olan bir Zehra vardı.

 

Peki, nasıl bu kıskançlık duygusundan kurtulacaktı?

Bir insan kıskançlık duygusunun hakkından nasıl gelebilirdi?

Kendi elindekinin kıymetini nasıl bilir hale gelirdi?

Acaba, hayatın avantajı ve dezavantajı birlikte sunduğunu hatırlamakla bu mümkün olur muydu?

Evet, kardeşinin kıyafeti daha gösterişli ama rahat değildi, Nevin’in kocası onu yemeğe götürüyor ama Zehra’nın kocası eşi işten yorgun geliyor diye neredeyse her akşam ona yardım ediyordu. Komşusu Zehra’ya kek vermiyordu ama zor anlarında arabasını da alıp gitmiyordu. Arkadaşı 4+1 evini temizlemekten şikâyet ederken, Zehra 3+1 evin temizliğini daha kolay bitiriyordu…

 

Zehra anlamıştı, avantaj ve dezavantaj ayrılmaz ikili gibiydiler. Biri neredeyse, diğeri de hemen yanında yer alıyordu. Bir karar almıştı artık. O ateşi her hissettiğinde ayrılmaz ikili olan avantaj ve dezavantajı hatırlayacaktı…

 

Peki ama bu sürekli bir karşılaştırma yaparak geçer miydi?

 

Belki daha başlangıçta, bu davranışından kurtulmaya çalışırken kıyas yapabilirdi. Kendine verilen avantajlara bakıp şükrünü arttırmaya çalışabilirdi. Ama temelde mesele hiç bakmamaktı. Yani sakınmak.

 

Bir insanın başka birinin işini, eşini, çocuğu, yaşam şeklini, alışverişini görmesinin bir nedeni yoktu. İnsanın kıyası yalnızca kendisinde olmalıydı.

Dönüp bakacağı yer kendisini nasıl dününden daha iyi hale getirebileceği olmalıydı. Bir insanın odaklanması gereken kendi nihai mutluğuydu.

Kıskançlığın olduğu bir kişide mutluluk sadece anlık mümkündü. Oysa ilelebet mutlu olmak için tüm yaşamlarda mutluluk gerekliydi.

 

Zehra tüm benliğinde hissetti. Mutlu olmanın tek yolu kendi dünü ile yarışmaktı. Bir başkasının gösterdiği hiçbir yaşam kesiti ile ilgilenmemekti. Şu yeryüzünde dingin bir kalple yürürken sadece şükretmek ve ihtiyaç gidermek için bakmaktı.

Gördüğü her insanda her harekette olumlu yönleri görüp hakkını teslim etmekti asıl olan.

 

Çünkü hayat verdikleri ve vermedikleriyle tek adil olandı.

Çünkü hayat insanı en güzel biçimde bir bütün olarak yaratandı. Gerisi sadece kısa bir sürelik ayrıntıydı.

 &

Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. 

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" ; insanın amacını amaç edinen bir gerçeklik ilmidir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu

 

 

 

 


Yorumlar

  1. Çok güzel anlatılmış kıyas .
    İnsan kendisine hiçbir şeyle hiçbir insanla kıyaslamamalı. Çünkü ne kadar çok insan varsa o kadar çok sınav kağıdı var. Herkesin sınav kağıdı , sınav sorusu kendisine özel olarak yaratılmış verilmiş. 🌿🌼
    Kıyas yapabileceğim tek yer neresidir?🌸
    İnsanın kendi dünü. 2 gün eşit olan ziyandadır. Her gün daha iyi daha olumlu daha faydalı olana doğru gidiyor muyum ?🌺🌿

    YanıtlaSil
  2. İnsan ilerlemek istiyorsa, kıyası sadece kendi dünü olmalı.. Çok güzel yazı olmuş👌🏻🌸

    YanıtlaSil
  3. Başkasına verilenlere bakmak yerine elindekiyle mutlu olmaya çalışmak

    YanıtlaSil
  4. Aynen insanı tuzağa düşüren ilk ve en büyük hatadır ki yanlış kıyas .Ellerinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  5. Hayat, hep ihtiyacım olanı veriyorsa, bunları yaşamanın sebebi ne olabilir?

    YanıtlaSil
  6. İnsanı tuzağa düşüren şey başkası ile kıyası oluyor. Çok güzel bir yazı kaleminize sağlık 🥰

    YanıtlaSil
  7. Kilit bir ölçü verir deneyimsel öğreti "kendini dününe göre kıyasla" ne kadar da basit görünür aslında ama ne kadar da zordur zıttında... Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder