BİR USTANIN HİKAYESİ

 

Bir zamanlar, bilgelikte usta olarak bilinen bir yaşlı adam, dağın tepesindeki küçük kulübesinde yalnız başına yaşardı. İnsanlar sık sık ona danışmak için uzun yollar kat eder, derin sorularına cevaplar ararlardı. Usta, gelen her kişiyi dikkatle dinler, ancak çoğu zaman söyledikleri cevaplar onların beklentilerinden çok farklı olurdu.

 

Bir gün genç bir adam, hayatında birçok zorlukla ve problemlerle karşılaşmış, kendi düşünceleriyle boğuşarak ustayı ziyarete geldi. Genç adam, “Hayatımda ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Her kararım sanki bir duvara çarpıyor, düşündüğüm hiçbir çözüm işe yaramıyor,” dedi. Usta ona baktı ve şöyle söyledi: “Sana vereceğim çözüm, düşündüğünden farklı olacak ve sana zıt gelecek. Ancak unutma, gelişim konfor alanında gerçekleşmez.”

 

Genç adam şaşırmıştı. “Ama nasıl olur? Mantığı olmayan bir çözümü nasıl kabul edebilirim?” diye sordu. Usta sakin bir şekilde gülümsedi ve şöyle dedi: “Sana söylenen çözüm sana zıt olacak, çünkü düşüncelerin isteğin yönünde. Yapamadığın zaman “ M a n t ı ğ ı   y o k! ” d e m e , u s t a n a   u y u m l a n ! Düşüncelerinin, alışkanlıklarının ve isteklerinin tersine bir durumdaysan çok iyi olma yoluna girdin demektir…”

Genç adam, ustanın söylediklerini anlamakta zorlandı. Ancak zamanla, ustanın önerdiği zıt düşünceleri benimsemeye başladığında hayatındaki zorlukların üstesinden daha rahat geldiğini fark etti. Kendi düşüncelerinin sınırlarını zorlamak, ona bambaşka bir problem çözme becerisi kazandırmıştı.

Kendi Düşüncelerine Zıt Olanla Yüzleşmek

Çoğu zaman, bize sunulan çözümler, mevcut düşünce yapımıza ters gelebilir. Çünkü insan zihni, konfor alanı içinde kalmaya ve alışkanlıklarına bağlı kalmaya meyillidir. Fakat gerçekten gelişim kaydedebilmek için, bu zıt düşüncelerle yüzleşmek ve direnç göstermeden onları kabul etmeye çalışmak gerekir. Çoğu zaman, düşüncelerimizin tersine hareket etmek, bize daha iyi bir yol açacaktır.

İnsan, ne zaman duygularını bir kenara bırakıp geniş ve derin düşünmeye başlarsa, düşüncelerinin gücü de o denli artar. Bu yüzden, pasif bir zihinle güçlü düşünceler üretmek mümkün değildir. Tıpkı kasların antrenmanla güçlenmesi gibi, düşünceler de disiplin ve sürekli çaba ile gelişir. İnsan hiçbir zaman düşüncesini pasifleştirerek zengin bir düşünceye sahip olamaz.

Bir düşünceyi beslemenin ilk adımı, iyi bir dinleyici, izleyici ve algılayıcı olmaktır. Ancak, algılama eylemi sadece pasif bir dinleyici veya izleyici olmakla sınırlı kalmamalıdır. Hayatta olup bitenleri gözlemlemek, gözlemledikleriyle bir sonuç değerlendirmesi yapmak gerekir. İnsanları hem dinleyip hem de söylediklerini süzgeçten geçirmek, doğruyu yanlıştan ayırt etmenin anahtarıdır. Çünkü insan yasaları dinlediğinde korunur, ancak yalnızca insanları dinlediğinde sapma riski vardır.

Problemlerin çözümünü, karşımızdaki insanın ihtiyacını ya da kişinin kendi öz ihtiyacını anlamanın yolu algılamadır. Ama insanın kendisinin de dış dünyaya doğru anlatabilmenin en iyi yolu kaliteli bir algılamayla mümkündür.

Çünkü bir insan ne kadar kaliteli algılarsa o derece kaliteli aktarır.

&

Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. 

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" ; insanın amacını amaç edinen bir gerçeklik ilmidir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu


Yorumlar

  1. Hep aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekleyen canlıya insan diyoruz 😊 sonuçları değiştirmek problemleri çözmek istiyorsak, dönüp oluşturduğumuz sebeplere bakmamız lazım. Bunu içinde algılama kalitemizi arttırmak önemli. Ne güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık 👌🌷

    YanıtlaSil
  2. Davranış olarak bizden çıkan şeyler aslında algıladığımız şeylerdir. Kalite aktarmanın yolu kaliteli bir algılamadan geçiyor. Kaleminize sağlık çok güzel bir yazı 🍀

    YanıtlaSil
  3. Yazınızı okuyunca bir şeyi fark ettim.... Zor olanı değil zor geleni yapmaya çalışmayınca hep o konfor bataklığında kayboluyoruz. Bana zor gelen şey, zor bir şey olduğu için değil, zıttında gayret göstermediğimiz için zor geliyormuş.

    YanıtlaSil
  4. Hep kendisi ile insanın yarışı… Ne kadar öğrenmeye istekliysek o kadar gelişebiliyoruz demektir. Ellerinize sağlık çok güzel…

    YanıtlaSil
  5. Alışkanlıklarımız mı gerçek olan mı ihtiyacımız mi isteğimiz mi durumunu fark edebilmek çok önemli bu da ancak derin ve geniş düşünmemizi geliştirerek olacak ellerinize sağlık çok değerli bir yazı olmuş

    YanıtlaSil

Yorum Gönder