NORMALE VE ANORMALE TEPKİ VERMEK



“Neden abartıyorsun ki sadece pembe bir yalan söyledim. Aramız daha iyi olsun diye... Ama sen her seferinde tadımızı kaçırmak zorunda mısın?” 

Yalan söylemeyen insan mı var? Ben söyleyince niye sorun oluyor ki?”

“Tüm insanlar böyle zaten…”

Peki, herkes yalan söylüyor diye, biz de yalan söyleyebilir miyiz gerçekten?

“Kim demiş anlattıklarım dedikodu diye? Söylediklerimin hepsi doğru”? 

“Aslında o eleştiriye açık bir insan olsaydı bunu yüzüne de söylerdim. Ama değil, ne yapayım içimde mi kalsın”

“Zaten eminim o da şu an bizim hakkımızda konuşuyordur…”

Birileri arkamızdan konuşuyor diye, biz de başkalarının arkasından atıp tutabilir miyiz acaba?

Sözlerimizin, davranışlarımızın, ilişkilerimizin, onay alabilmesi için herkesin yaptığı alışılmış, normal kabul ettiğimiz bir şey olması mı gerekiyor?

Herkesin yaptığı şey doğru mudur gerçekten?

Alıştığımız, normal kabul ettiğimiz davranışlar yanlışsa ne yapacağız?

Mesela ömür boyu çocuklarının her şeyi ile ilgilenmek annenin görevi midir? Bu sorunun cevabını annesini kaybetmiş kişiler farklı verecektir.

“ Keşke anneme bu kadar yük olmasaydım, benimle ilgilenmesine çok alışmıştım. Ama keşke ona biraz zaman ayırsaydım, ilgilenseydim… Keşke, keşke…”

Ya hayatın içinde üzerinde hiç düşünmediğimiz “zaten normali bu” deyip es geçtiğimiz şeyler….

Su sıfır derecede donar öyle değil mi? Peki, acaba neden Antartika’da yaşayan insanların gözleri içindeki onca suya rağmen donmaz? Ne kadar alışmış, normalleştirmişiz değil mi? 

Ya da tüm yemekler aynı tat olsaydı... O zaman aslında bir çeşitliliğe de gerek yoktu. Hepsi zaten alıştığımız gibi öyle değil mi?

İnsan hayatında çoğu kez normallere göre davranır. Fark etmeden irdelemeden düşünmeden sadece alıştığı ya da alışmadığı şeylere göre tepki verir.

Bu yüzden son zamanlarda yanlış olan şeylere önce alıştık sonra normal hale getirdik. Normali de doğru kabul ettik. Sağlam prensiplerimizi dışlamaya ve inkâr etmeye başladık.

Peki, bu bize zarar vermeyecek mi? Vermiyor mu?

İnsanoğlu, sadece normale ve anormale göre tepki vererek hayattan ne kadar verim alabilir?

Gerçeğin ölçüsü çoğunluğun normali mi? Çoğunluğun biraz önüne geçmenin zamanı gelmedi mi?

&

Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. 

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" ; insanın amacını amaç edinen bir gerçeklik ilmidir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu




Yorumlar

  1. Normale değil verçeğe göre tepki vermek tabii ki.
    Hayatta gerçek olan kazanır :)

    YanıtlaSil
  2. Gerçeğin ölçüsünü , çoğunluğun normalinin önüne almak dileği ile.. 🤲 Kaleminize sağlık 🙂🌷

    YanıtlaSil
  3. "İnsanoğlu, sadece normale ve anormale göre tepki vererek hayattan ne kadar verim alabilir?"
    Gerçekten düşündürücü bir soruydu... Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  4. Gerçeğin ölçüsü çoğunluğun normali mi? Çoğunluğun biraz önüne geçmenin zamanı gelmedi mi?

    Ahh nasıl güzel bir soru olmuş. Hadi inşAllah 🧡

    YanıtlaSil
  5. Muhteşem bir yazı olmuş. Allah Galip Allah’ın yanında olanlar Galip umarım normallerimiz anormallerimiz razılığı ölçüsünde olur da haddi hiç aşmayız. 🙏🏼 🧡

    YanıtlaSil

Yorum Gönder