HANGİ PAZARTESİ

Ayşegül yine haftalık rutin işler için yola çıkmıştı. Günlerden cumartesiydi ve Ayşegül’ün en yoğun günü sayılabilirdi. On beş dakika sonra gelecek olan otobüse binecek ve diyetisyen Selin Hanım ile görüşecekti. Sahi daha kaç yıl bu şekilde devam edecekti? Diyetisyene gitmek artık onun için bir hafta sonu aktivitesi haline gelmişti. İnsan gezmeye gider gibi diyetisyene gider mi? Sanki bu işte bi yanlışlık vardı ama ne?

Her hafta düzenli olarak randevusuna gidiyordu Ayşegül. Selin hanımın verdiği diyet listelerini alıyor, önerilerini dinliyordu. Aslında listeleri ve önerileri uygulamadan, hayatına geçirmeden bir sonuç alamayacağını biliyordu bu yüzden her defasında “Pazartesi başlayacağım” diye kendisine söz veriyordu.

Aslında uygulayamayacağı şeyler değildi diyetisyenin verdiği listeler. Listelere bakıyordu bu sefer tamam diyordu. Ama bir türlü o listeleri uygulayamıyordu. İş sadece diyet listelerini uygulamakla kalsa iyiydi. Daha bu işin yürüyüşü, yüzmesi, uyku düzeni vardı.

Selin hanımın önerilerinden oluşan yapılması gereken listesi yatağının başucunda panoda asılı duruyordu.

Peki, listede yazanları yapamamasının sebebi neydi acaba?

Yemek yemeyi çok seviyordu Ayşegül.  Zaten kim sevmez ki yemeyi. Mevsim salatasına ekmek banmak, kahvaltıda o kaymakla balın sıcak ekmekle buluşması offf düşünmesi bile lezzetli. Hele tereyağına kırılmış taze köy yumurtası. Bir de akşamları TV karşısında film izlerken cips ve abur cubur yeme keyfi vardı.

O yüzden hep Pazartesiye erteliyordu zaten diyeti. Başlayacağım diye karar veriyor ama devam ettiremiyordu. Bir bakıyordu çoktan Çarşamba gelmiş bile…

Belli ki doğru gitmeyen bir şeyler vardı. Düşünüyordu Ayşegül ama onu bir türlü bulamıyordu.

Aslında kararını uygulayabilse olacaktı evet ama nasıl?

Bir başlasa devamını getirecekti. Başlamak bitirmenin yarısı denirdi hep ama bunu bilmek yetmiyordu. Karar verdiğinde hemen eyleme geçilmesi gerektiğini bilmiyordu mesela. Çocukluğundan beri başlama ile ilgili hayatının her alanında sıkıntı yaşıyordu.. Pazartesiyi beklemeden, araya zaman koymadan hemen uygulamaya geçmesi gerekiyordu ama mutlaka araya bir şey giriyordu işte.

O gün vücudunun her yerindeki şiddetli ağrılar sebebiyle erkenden uyanmıştı. Kolunu kaldıracak mecali yoktu. Uyanıktı ama yataktan kalkamıyordu. O günü yatakta ağrılarla geçirdi. Ertesi gün ağrıları daha da artmıştı Ayşegül’ün. Güç bela doktora gitmeye razı oldu… Kan tahlili, idrar tahlili, ultrason derken bütün günü hastanede geçirdi.

Sonuçlar çıkana kadar akla karayı seçmişti, önemli bir şey çıkacak diye ödü kopuyordu. Doktoru Ayşegül’e karaciğerinde beslenmeye bağlı sıkıntılarının olduğunu, vitamin eksikleri olduğunu, bu şekilde beslenmeye devam ederse şeker, tansiyon gibi hastalıklar için riskli gruba gireceğini söylemişti.

Ayşegül bir pazartesi klasiğine dönen diyet macerasından doktoruna da bahsetti. Artık Pazartesiyi bekleyemezdi. Doktoru; “Düşüncen ve niyetin doğru, ama sürekli aynı şeyleri yaparak, farklı sonuçlar elde etmeye çalışmışsın, yanlış olan bu””. Artık bu işin şakası yok, tahlil sonuçlarındaki değerler sınırı geçmiş, yıllardır süre gelen bu problemini artık çözmen gerekiyor” dedi. “Beslenme düzenini değiştirmeli, hemen karar verip sağlıklı beslenmeye başlamalısın üstelik geçici değil sürekli böyle beslenmelisin” diye ekledi.

Ayşegül için sağlık problemleri dönüm noktası olmuş, Pazartesiden önce kararını uygulamaya başlamıştı.

Peki, biz hangi problemlerimizin çözümü için hangi pazartesiyi bekliyoruz? 

&

Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. 

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" ; insanın amacını amaç edinen bir gerçeklik ilmidir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu

 

Yorumlar

  1. Hep yaptığım hata. Hatırlattınız.

    YanıtlaSil
  2. İnsan karar ve eylem arasına zaman koyduğunda yapacağı şeyi yapamaz hale geliyor. Basit olanı kucumsemeden hemen küçük de olsa adım atınca devamı da geliyor. Kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
  3. Er başlamak gerçekten çok önemli. Karar verir vermez bi ön atak... O seni saha da tutan şey aslında. Yazılıya çalışacağım bi sayfa iki sayfa çalış sonra git yemek ye... Zihin tamamlamak istesin, sana başladığın için önünü görebildiğin için zor gelmesin... kaleminize sağlık çok güzel bi yazı🌺

    YanıtlaSil
  4. Çok tanıdık bir hikaye... Bir şeyi izlemek, beğenmek, beğenmemek bir tık... yapmak tıklamaya alışınca zor geliyor oysa hareket bereket demek :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder