HANGİ İMKAN?

 

Sinem her zamanki gibi derse neşeli bir  "Günaydın" la başladı. İşini severek yapan, insan yetiştirmenin çok kıymetli olduğuna inanan bir öğretmendi. Öğrencilerine faydalı bilgiler vermek onu heyecanlandırıyordu, aynı zamanda onların gelişmelerini gördükçe mutlu oluyordu. Öğrencilerini çok iyi algılar onların ihtiyaçlarına göre ders anlatırdı.

O gün sınıfta diğer günlerden farklı bir hava vardı. Sinem sınıfa girdiğinde Öğrencisi Feride’nin ağladığını fark etmişti.  Hırçın bir şekilde arkadaşlarına bağırıyordu. Aslında Feride'nin arkadaşlarıyla yaşadığı ilk sorun değildi bu. Fakat bu sefer, öncekilere göre daha şiddetli görünüyordu. Son zamanlarda sık sık arkadaşlarıyla iletişim problemleri yaşıyordu. Kimseyle bir şeyini paylaşmak istemiyor, fakat sürekli arkadaşlarının eşyalarını kullanıyordu. İstediği olmadığında ya da arkadaşları eşyalarını onunla paylaşmadığında ise hırçınlaşıyor ağlama krizine giriyordu.

Sinem bu durumdan rahatsızdı. Feride neden diğer çocuklara göre daha dayanıksızdı acaba? Genel olarak arkadaşlarından şikâyet eden söylenen mutsuz bir hali vardı. Sinem o gün sınıftaki problemi bir şekilde yatıştırdı ama en kısa zamanda Feride’nin annesiyle konuşmaya karar verdi. Annesinin Feride’yi okuldan almaya geldiği bir gün Sinem de yolda onlara eşlik etti. Böylece Feride’nin annesiyle tanıştılar. Kısa bir süre sonra aile Sinem’i evlerine  kahve içmeye davet etti. Sinem öğretmen için bu teklif çocuğu ve ailesini tanımak için bulunmaz bir fırsattı.

Feride’nin yaşadığı evi gördüğünde Sinem ister istemez şaşırmıştı. Ev saray yavrusu gibiydi. Aile her türlü imkâna sahip görünüyordu. Sinem sohbet esnasında okulda yaşanan sıkıntılardan bahsetti. Feride’nin evde başka bir problemi olup olmadığını sordu. Annesi  "Biz Feride’yi el bebek gül bebek büyüttük. Onun bir dediği iki edilmedi. Her istediği yapıldı. Dedeleri, anneanne ve babaannesi herkes onun üstüne titriyor. Başka çocuklar gibi hayatta bir zorluk sıkıntı da yaşamadı hocam. Özel dersler aldırıyoruz. Tüm bunlara rağmen çocuk evde de mutsuz bir türlü onu mutlu edemiyoruz. Biz de ne yapacağımızı şaşırdık. Açıkçası sizi biraz bu yüzden davet ettim." dedi. Sinem konuşurken sınıftaki diğer çocukları düşünmeye başlamıştı.

İnsanın mutlu olması, başarılı olması iyi ilişkiler kurabilmesi imkânlarının çok olmasına mı bağlıydı?

Öğrencisi Leyla geldi aklına. Onun ailesi çok zor durumda çocuklarını okula göndermeye çalışıyorlardı. Okul masraflarını bile zar zor ödemişlerdi. Tüm bu imkansızlıklara rağmen Leyla okulda hem çok başarılı, hem mutlu hem de arkadaşları ile iyi iletişim kuran bir öğrenciydi.

Sinem eve dönüş yolunda düşünüyordu... Hayatta her imkâna sahip olmak mı? Bir şeylerin eksik olması mı?

Bu iki zıtlık kafasında dönüp dolaşıyordu. Çocuklar imkânları çok olduğunda mı, yoksa bir miktar açlıkları olduğunda mı iyi yetişip marifetli oluyordu?

Hangisi doğruydu? İnsana iyi gelen hangisiydi?

  &

Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. 

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" ; insanın amacını amaç edinen bir gerçeklik ilmidir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 
Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. İmkanlar değildir bizi biz yapan. İmkanları doğru kullanamadığımız müddetçe yük aslında. Bizi bozan şeyler... İmkansızlıktan imkan çıkaranların hikayeleri ilgimizi çeker hatta. Güzel bi yazı kaleminize sağlık💦

    YanıtlaSil
  2. Çok yanılıyoruz çocuklarıma imkanla bozuyoruz maalesef :(

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir yazı👌 biz ebeveynler genelde çocukların imkanını arttırmaya çalışıyoruz, her dediklerini yaptıkça mutlu ve başarılı olacaklar diye düşünüyoruz. Ama görünen o ki verilen her imkan çocuğu marifetsizleştirirken hayata karşı daha da güçsüzleştiriyor maalesef.

    YanıtlaSil
  4. İmkanlarımız olunca mutlu olacağız zannettik ama olamadık... İmkanları arttırmanın hırsına kapılınca mutsuz olduğumuzu bile fark edemedik.... Elinize kaleminize sağlık ..

    YanıtlaSil
  5. İmkanlar mi mutlu eder? Yoksa imkanin az olması mi? Aileler ben yaşamadım görmedim o yaşasın o görsün diyerek farkında olmadan çocuklarına zarar veriyor. İyi niyetle yapılan her şey iyi sonuç vermiyor maalesef
    Çok güzel bir yazı teşekkürler 🍀

    YanıtlaSil

Yorum Gönder