“Ahhh bu ismim yok mu? Başka isim mi bulamadı acaba annem… Hep işe geç başlamam, her işten erken sıkılmalarım bu yüzden… Bir dikiş tutturamadım şu hayatta…” diye kendi kendine konuşuyordu Naz yolda yürürken. Yine bir ödevi vardı ve yine hiç canı istemiyordu… Babasını aramak geçti aklından… “Biraz moral depolarım, hem o beni güldürür.” Diye geçirdi içinden. Birileri duydu mu acaba diye tedirgin oldu sonra. Çünkü bu düşüncelerini yüksek sesle söylese insanlar onu deli zannedebilirdi.
Babasını aradı havadan sudan konuşup gülüştükten sonra konu derslere geldi. Mesele motivasyona gelemeden babası hızlı bir şekilde işinin olduğunu söyleyip telefonu kapattı. İstediği gibi başlayan ama istediği gibi gitmeyen bir konuşma olmuştu. Morali düzelmemişti ne yazık ki…
“Benim
benzinim bitti belli, depolar boş. Bu hal iyi değil. En iyisi motivasyonumu
arttırmak için Melek ile konuşayım. O bana gaz da verir hem. O gazla bir şeyler
yaparım belki” diye düşündü. Aradı fakat Melek müsait olmadığını söyleyen,
müsait olduğunda geri dönüş yapacağını bildiren bir mesaj attı.
“Ne zaman dönecek ki? Ama benim acil ihtiyacım vardı yani, annem her zaman der zaten elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz diye, ne kadar da doğruymuş.” Diye söylendi kısık ama yanındakilerin duyabileceği bir sesle.
Derse gitmek için kursa varmıştı bile düşünceler arasında. Dersin başlamasına daha on beş dakika vardı. Kursun holündeki koltuklardan birine oturdu ve beklemeye başladı. Masada dikkatini çeken şey bir bilim dergisi oldu. Bilim dergisi o sayısında güneşi konu almıştı. Naz’ın dikkatini çeken şey aslında kapakta yazılı olan “Motivasyonu kendinden alan güneş” başlığı olmuştu…
Düşündü...
Düşüncelerini sesli dile getirmek istiyordu ama kursta yüksek sesle düşünmek
çok dikkat çekerdi...
İnsan kendi motivasyonunu sağlayamıyorken, Güneş nasıl kendi kendini motive edebiliyor ki?
Okumaya başladı, ama çokta vakti yoktu. Ders zili çalmak üzereydi. Dergiyi ödünç olarak alıp derse öyle girdi ama derste aklı hep oradaydı. Zaten çok da sevmediği bir derste olması da bunu etkiliyordu. Zil çaldıktan sonra hızlıca evin yolunu tuttu. Otobüse son anda yetişti ve soluk soluğa otobüse bindi. Oturacak bir yer bulabilmişti, şaşılacak bir durumdu. Hayat bazen böyle küçük sürprizler yapardı Naz’a. Oturunca hemen heyecanla dergiyi çıkardı ve merak ettiği “güneş”i okumaya başladı.
“Dünyadaki yaşam kaynağı olan güneş enerjisi, çekirdek tepkimeleri sonrası üretilir. Yani güneşin kendi içerisindeki atomların, tepkimeleri sonucu oluşur. Çekirdek tepkimeleri bir atomun başka bir atoma dönüştüğü süreçlerdir. Güneşin kütlesinin %73’ü hidrojen, %25’i helyum, geri kalan kısmını ise diğer elementler oluşturuyor. Güneş’te meydana gelen çekirdek tepkimeleri sırasında hidrojen, helyuma dönüşür ve bu sırada bir miktar enerji üretilir.”
Okuduktan sonra Naz, ”Baksana şu işe, güneşten öğreneceğim çok şey var sanırım.” diye içinden geçirdi. Güneş hem kendi motivasyonunu sağlıyor, ayrıca insanların motive olmasına da destek oluyordu… Peki ben… Bak Melek de hala bana dönüş yapmadı. Babamdan da fayda olmadı… Ben olsam olsam “ay” olurum çünkü o güneşten gelen ışığı yansıtıyor. Yani hep motivasyon için birilerine ihtiyacı olan bir insan gibi…
Naz kendi iç muhasebesini yaparken neredeyse ineceği durağı kaçıracaktı. Otobüsten son anda indi. Evine doğru ilerlerken aklından güneşle ilgili yeni sorular geçiyordu...
İnsanlar neden güneşli günleri severler? Hava soğuk bile olsa neden güneşi görmek iyi gelir bizlere?
Güneşin doğuşu umut verirken, batışı neden insanı hüzünlendiriyor?
Okullarda hep güneş olmasa hayat son bulur diye anlatırlardı öğretmenler. Gerçekten bir gün güneş artık doğmayacak dense ne hissederdi insanlar? Travma sebebi olmaz mıydı bu?
Güneşten vazgeçmek çok zordu. Ne kadar da çok albenisi vardı güneşin.
“Peki, senin payına ne düştü” diye kendine sordu Naz… Düşündükçe güneş olası gelmişti gerçekten.
Peki, insanın
güneş gibi albenili olmasının bir yolu var mıydı?
Güneş gibi olmak için dizayn edildi her canlı...kendinize ışığını söndüren bizleriz...egitimleriniz sayesinde o ışık kazanılacak inşallah...
YanıtlaSilGüneş olasım geldi gerçekten ;) kaleminize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilEllerinize sağlık
Gerçekten güneş olasım geldi :)) Motivasyonumuzu kendimizden alanlardan olalım İnşALLAH 😊
YanıtlaSilGüneş olmak... motivasyonunu kendin sağlamak ne büyük konfor birilerinin seni gazlamasına ihtiyaç duymadan hedefte kalabilmek... karizmatik bir duruş...
YanıtlaSilGüneş gibi sıcacık bir yazı olmuş ellerinize sağlık ...
YanıtlaSilMotivasyonu kendinden olan bı yazı olmuş 😊 kaleminize sağlık
YanıtlaSilGüneş gibi her zaman motive olup hayatımızda uygularız umarım :)
YanıtlaSilNe hoş bir yazı; hakikaten Güneş'i herkes sever. Neden? Çünkü ihtiyaç görüyor. İnsanoğlu'nun da en önemli albenisi ihtiyaç görmesi 👌🌷
YanıtlaSilNe kadar da farkındalık uyandıran bir yazı. Biz hep dışardan motivasyon almak isteriz. Ama o motivasyonu kendimiz üretsek sürekli mutluluğa sahip oluruz :)
YanıtlaSilYazı için teşekkürler 🍃
Bı güneş olmak istemedim değil :)) insan motivasyonunu hep dışardan alması aslında çok daha yorucu bir süreç. Güneş gibi olmak ümidiyle :)
YanıtlaSilİçimizdeki ışığı kaybetmemek dileğiyle…
YanıtlaSil