Yuvarlak yüzlü, iri kahverengi gözlü, bebeksi ifadesiyle sevimli bir çocuktu Emir. Gel gör ki sorumluluk alma konusunda bir o kadar sevimsizdi. Gezilsin, eğlenilsin ama sorumluluk alma, iş yapma olmasın modundaydı. ‘’Olmaz, hayır, gitmem, gelmem, yapmam, yemem…’’ sık kullandığı kelimelerdi. Haylazlıklarından sonra anne terliğini gördüğü an sokağa kaçardı.
Ne hikmetse bisiklet sürerken, top oynarken keyfine diyecek
yoktu. Ödevleri son güne bırakmayı adet edinmişti ama proje teslim tarihinin
son günü de gelip çatmıştı. Öğretmeninin uyarısı sonrası annesine durumu açtı. “Yardımına
ihtiyacım var, bu ödev yarına teslim edilecekmiş. Yoksa proje ödevinde sıfır
alacağım.” Annesi çoktan destek vermeye hazırdı.
Emir’in proje ödevi flamingolardı.
Onları tüm yönleriyle araştırıp bir sunum hazırlayacak ve arkadaşlarına
flamingoları tanıtacaktı. Ama Emir “Ne
var sanki kitapta bir ödev verseydi öğretmen? Bu ödev bitmez ben kesin sıfır
alacağım.” Diye söyleniyordu.
Annesi “Yavrum sen elinden geleni yap
çabala, az biraz başla! Hem fenamı biz de böylece flamingoları yakından tanımış
oluyoruz” dedi
Emir "Ya anne ne işimize yarayacak flamingo?
Hayvanat bahçesinde gördük işte tamam beğenmiştik evet ama nerede göreceğim bir
daha.?"
Annesi "Sen git elini yüzünü yıka da gel, sonra devam edelim olur mu?" dedi.
Emir lavaboya gidip gelmişti ama
suratı sirke satıyordu. Annesi yanıma otur der gibi eliyle koltuğu işaret etti ve başladı...
-Sence flamingoların işlevleri neler
olabilir? Onlardan neler öğrenebiliriz
biraz düşünelim mi? Tıpkı bir bilmece, bir oyun gibi ikimizde bununla ilgili bir
şeyler bulalım. Kim daha çok şey bulursa
o diğerine soğuk kahve yapacak anlaştık mı.?
Emirin gözleri daha da büyümüştü.
“Tamam anlaştık.” dedi.
Araştırdılar, okudular, incelediler. Emir, tek ayaküstünde duran flamingolar gibi durmayı denedi. Yapmaya çalıştı ama yapamadı.
"Nasıl da dengede duruyorlar öyle? Hem de
incecik bacakları var, çok ilginç değil mi anne?"
Annesi:
"Haklısın oğlum, bakarken hayran kalmamak mümkün
değil. Renklerinin uyumunu ve asil Duruşlarını görüyor musun? Harika değiller mi?"
Hem izliyor hem de okuyorlardı. Dışardan bakınca incecik bacakları dokunsan kırılacak gibi ama kolaylıkla yol alabiliyorlar. Tek ayaküstünde durabiliyorlar. Yorulan bacaklarını sırayla dinlendiriyorlar. Tek ayak üstünde vücutlarını taşıyabiliyorlar. Hem zarif, hem çalışkan, hem de marifetli canlılar doğrusu bu flamingolar. Bu kadar marifetli olmalarının nedeni uyumlu ve dengeli olmaları olabilir miydi acaba?
Emir “Olabilir" dedi . "Toprağa da suya da havaya da uyumlu flamingolar! Her yerde çalışıyor baksana anne! Bulduğu bir besini gagasında süzgeçten geçiriyormuş. Çok ilginç, demek ki insan da aldığı herhangi bir bilgiyi önce süzgeçten geçirmeli. Her bulduğunu yemiyor, gagasını bir süzgeç olarak kullanıyor. Ne kadar akıllılarmış meğer. Bir filtreden geçiriyor; sağlıklı mı, değil mi? Doğru mu yanlış mı? Ben de ne yediğime, ne içtiğime dikkat edebilirim flamingo gibi? Ne kadar yaparım bilmiyorum ama, denemeye değer." dedi
Annesi "Bence soğuk kahveyi hak ettin dostum. Ben hazırlayım sen de düşündüklerini yazmaya devam et."
Tıpkı flamingonun bulunduğu ortama uyumu gibi iletişimde de ilk uyumlanan süreci yönetir.
Bir hayvan düşün hem karada yürüyor, hem havada uçuyor hem de denizde yüzüyor. Bir canlı düşün; hem çok güzel, hem
uyumlu, hareketli ve bir o kadar marifetli… Şu durumda faydaya ve güzele
uyumlanan her insan flamingoya benzeyebilir.
Uyumu ve dengeyi flamingodan öğrenebiliriz belki de kim bilir…
&


Flamingo gibi dengeli ve uyumlu olmak ümidiyle
YanıtlaSilDoğadan alacağımız ne kadar da çok deneyim var aslında :)
YanıtlaSil"Faydaya ve güzele uyumlanan her insan flamingoya benzeyebilir."
YanıtlaSilNe hoş noktalanmış..
Flamingo'dan deneyim transferi mümkünmüşş😇
Her yerde aranan blr marifete sahip olmak ne kadar kıymetli
YanıtlaSilTıpkı flamingolar gibi
Elinize sağlık